{ "title": "Gaz", "image": "https://www.gaz.gen.tr/images/gaz.jpg", "date": "19.01.2024 20:26:14", "author": "utku akdağ", "article": [ { "article": "Gaz, maddenin üç halinden biridir. Madde gaz halindeyken yoğunluğu son derece azdır. Fakat akışkanlığı ise fazladır. Gaz maddelerin herhangi bir hacmi ya da şekli yoktur. Her madde gibi belirli bir kütleleri bulunmaktadır. Maddenin gaz hale geçmesi için bazı durumlardan geçmesi gereklidir. Aslında her gaz madde ilk başta katı haldedir. Katı madde ısı aldığında hal değiştirerek sıvı hale geçer. Tabii her katı maddenin sıvı hale geçmesi için alması gereken ısı miktarı farklıdır. Sıvı hale geçen madde de yeteri kadar ısı aldığında hal değiştirerek gaz hale geçmektedir. Bu duruma faz yani safha değişikliği adı verilmektedir. Sıvı maddeyi meydana getiren moleküller ya da atomlar gittikçe birbirini çeker.

Sıvı madde ısıtıldığı vakit tanecikler arası çekim kuvveti zamanla azalmaya başlar ve sıvıyı ortaya çıkaran tanecikler sıvı ortamdan ayrılarak gaz hale dönüşmeye başlarlar. Gazı meydana getirmiş olan tanecikler her yöne hareket ederler. Bu tanecikler bulundukları kabın biçimi alma özelliğine sahiplerdir. Sıvılarda da bu özellik görülmektedir. Ayrıca hava da bir gaz karışımıdır. Bunun nedeni havanın azot, karbondioksit, az miktardaki asal gazlar ve oksijenden meydana gelmesidir. Buna bağlı olarak maddenin tanınması en güç hali gazlardır. Gazın yoğunluğu basıncıyla ve sıcaklığıyla doğru orantılıdır. Buna rağmen gazın sıcaklığı ve basıncının çok az miktarda değişimi bile gazın hacminde çok büyük derecelerde büyütebilir. Tüm gazların sıkışma ve genleşme katsayıları aynıdır. Fakat sıvı ve katılarda böyle bir özellik görülmemektedir. Bu yüzden gazlar maddenin en kolay incelenebilen halidir. Yani incelenmesi sırasında katı ve sıvılar kadar zorluk çıkartmazlar. Gazın basıncı, gazın taneciklerinin bulunduğu kabın duvarına yaptığı etkiye verilen addır. Örneğin bir piston içerisindeki hava sıkıştırıldığında pistonun tekrardan geri itilmeye uğraşıldığı ve eski haline getirilmeye çalışıldığı görülür. Bunun nedeni de gaz basıncıdır. Aslında tam olarak pistonu ittirmek için yapılan iş gazın basıncına karşın yapılan bir iştir. Çevreden yalıtılmış bir halde olan gaz, sıkışma katsayısı arttıkça ısınır. Sıkıştırılmış olan gaz ise genleştirmeye başlayınca soğur. Yani kısacası gaz ne yapar ne eder taneciklerin ortalama hızını düşürmeyi başarır. Bu sayede de gaz basıncı azalmış olur.

Gaz Basıncı: Gaz basıncı tam olarak manometre adı verilen alet ile ölçülmektedir. Gaz basıncını Toricelli adında bir adam tesadüfen yaptığı bir deney ile keşfetmiştir. Ayrıca gaz basıncı tepeye çıkıldıkça azalmakta, aşağı inildikçe artmaktadır. Her ölçülen maddenin birimi olduğu gibi gaz basıncının da birimi vardır. Gaz basıncının birimi atmosferdir. Ayrıca her gazın kendine göre bir ağırlığı olsa da bu ağırlık gazların birbiriyle her oranda karışmasına engel olmamaktadır. Gazların bulunduğu kabın şekline girmesi ve çok akıcı olması özelliği sayesinde çok ince deliklerden bile geçebilme yetenekleri vardır. Gazlar sıvıların çoğunda erimektedir. Örneğin su bir sıvıdır ve suda yaşamını sürdüren canlılar sudaki çözünmüş yani erimiş oksijeni kullanarak soluma ihtiyaçlarını gidermiş olurlar. Bazı sıvılar ya da katılar birden gaz hale geçebilmektedir ve gaz hale geçerken buhar çıkarttıkları gözlemlenir. Bu buhar aslında meydana gelen katı ya da sıvının gaz halidir. Hemen hemen tüm gazlar tekrardan sıvı hale geçebilmektedir. Bu yüzden gazlar yüksek derecedeki bir basınç altında soğutulmaya başlar ve basınç kaldırılır. Basınç kaldırılınca sıvılışma meydana gelir. Ama bu halde çok uzun süre kalamazlar. Tekrardan gaz hale geçmek zorunda kalırlar. Çünkü bulundukları ortam sıcaktır. Bazı doğada yer alan gazlar ise çok düşük bir sıcaklıktan sıvı hale geçerler. İnsanoğlu günümüzdeki teknik bilgilerle bu tür gazları sıvı haline getirememektedir. Bunların yanında çeşitli gazların koku, yanma ve renk özellikleri bulunmaktadır.

Gaz Sayaçları: Gaz miktarının ne kadar olup olmadığını test etmek için kullanılırlar. Bu sayaçların kullanım çeşidi yaş sayaçlar ve kuru sayaçlar olarak ikiye ayrılmaktadır. Öncelikli olarak yaş sayaçlar daha hassastır. Ama suyun buharlaşması ve çabuk paslanması gibi sorunlarından ötürü pek de kullanışlı değillerdir. Evlerde daha çok ekseri kuru usulle çalışmakta olan körüklü olarak niteliklendirilebilen gaz sayaçları kullanılmaktadır. Bu kuru sayaçların hepsi ortadan ayrılarak iki bölüm oluşturulmuştur. Her bölümünde bir adet körük bulunmaktadır. Bu sayede dört bölüme ayrılmış olan sayaçta iki bölüme doğru gaz dolarken diğer iki bölümden de gaz boşalmaya devam eder. Sonrasında körüğün hareket etmesiyle birlikte bir sayı aleti de hareket eder. Bunların yanında büyük gazların ölçümünün yapılması için dönme pistonlu gaz sayaçları kullanılmaktadır.
" } ] }