{ "title": "Ozon Gazı", "image": "https://www.gaz.gen.tr/images/ozon-gazi.jpg", "date": "19.01.2024 21:04:28", "author": "utku akdağ", "article": [ { "article": "Ozon gazı, 3 oksijen atomunun birleşip ortaya getirdiği bir agz türüdür. Ozonun bileşikleri sabit özellikte olmadığı için çok çabuk iki atomlu oksijene dönüşebilir. Aslında bu reaksiyon oksijen ile tek bir O molekülünün ayrılmasına neden olmaktadır. Bu ayrılıp dışarıda serbest bir şekilde kalan O molekülü, insanoğlunun yaşadığı ortamdaki hava ve suyu içerisindeki bakteri, mantar, küf, virüs ve mikroplardan kısa bir sürede arındırmaktadır. Ayrıca bu molekül demir, klor, nitrit, mangan gibi maddeleri de oksitleyerek insanoğlunun yaşadığı ortamdan uzaklaştırır ve uzaklaştırdığı sırada yeniden oksijene dönüşür. Normalde ozon, insanoğlunun doğal çevresinde bulunan ve güneşin zararlı UV ışınlarından koruyan bir tabaka olarak bilinmektedir. Bu bilgi tam olarak doğrudur fakat fazlası da vardır. Ozon sadece insanoğlunu güneşin zararlı ışıklarından korumakla kalmamaktadır. Bir diğer birçok bölümde yaşam kalitesini yükseltmektedir. Ayrıca ozon tabakası son yıllarda büyük miktarlarda açılma göstermiştir. Bu açılma ve incelme katsayısı arttıkça güneşin zararlı ışınlarının dünyaya girmesi daha kolay olacak ve insan sağlığını kötü bir biçimde etkileyecektir. Ozon gazı 1839 yılında Alman bir kimyacı tarafından bulunmuştur. Bulunduktan sonra, ilk yıllarda dezenfeksiyon amaçlı kullanılmıştır. Tam olarak dezenfeksiyon amaçlı kullanılma yeri Monako şehrinde bir su arıtma tesisinde olmuştur. Bunun yanında ozon gazı keskin kokulu olma özelliğine sahip bir gazdır. Aslında ozon normal hava şartlarında ve oda sıcaklığında kendine has, karakteristik kokusu olan ve renksiz bir gazdır. Bu özelliğinden ötürü de zaten ismi Yunanca koklamak anlamına gelen ozein kelimesinden gelmektedir. Çok güçlü okside ve dezenfekte etme özelliği sayesinde halen dünya çapında içme sularını oluşturmak için çalışan tesislerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca ozon gazı birçok ülkede hava kirliliği kriteri olarak bilinmektedir. Çünkü ozon gazının güçlü okside edici özelliğinden dolayı göz veya solunum yollarıyla temasından kaçınılmalıdır.